Nöbetçi Eczaneler
“İnsanlar onlara ne söylediğinizi unutabilirler.
İnsanlar onlara ne yaptığınızı da unutabilirler.
Ama insanlar, onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.”
Bu sözleri otizmli bir çocuğun annesi söylüyor.
“Çocukların parklarda, oyun alanlarında, apartmanlarda, otobüslerde,dışlanması ötekileştirilmesinde karşı mücadele veriyoruz” diyor.
Atatürk İlkokulu’nda yaşanan hadisede travma yaşayan çocuğun durumunu en doğru şekilde anlatmış.
Bu çocuğun neler hissettiğini anlayabilecek miyiz?
Sınıfta ve okulda etiketlenen evladımızı daha ne travmalar bekliyor? Öğretmenin düşünmeden yaptığı bir hata nelere mal olacak?
Peki,biz tüm bu olanlardan ders alır mıyız?
Hiç sanmıyorum, her şey yapanın yanına kar kalıyor çünkü. Ne sınıf öğretmeni, ne rehber öğretmen, ne okul müdürü ne de Milli Eğitim Müdürü’ne bir şey olmaz. Makamlarına rahatça otururlar, çocuklarının yüzüne hiçbir şey olmamış gibi bakarlar.
Sendika başkanları mı?Onların sokağa çıkacak yüzü yok ama hele hele Muhtar Demirci’nin… Neyse kötü konuşmayayım.
Başımıza gelen felakette bile benim sendikalım benim partilim diyerek suçluyu açıkça aklamaya çalışıyorlar.
***
Bu hafta bu üzücü olayın yanında bizleri gururlandıran umutlandıran bir olay oldu.
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Devlet Konservatuvarı Müzik Bölümü Piyano Ana Sanat Dalı mezunu olan ve halen yüksek lisans öğrencisi olan otizmli Koral Erdeniz, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen ‘Engelsiz Müzik Konserinde Türkiye’yi temsil etti.
Demek ki gerekli özen gösterilirse bu gençler her şeyi başarabilir.
Yeter ki doğru zamanda, doğru yerde olsunlar…
***
İki yıl önce İyi Parti hakkında aşağıdaki yazıyı yazmıştım…
“İyi Parti’de oturacak yer yok, çoğu ayakta bekliyor.
Gelenlerin birçoğu partiyi bir umut kapısı olarak görüyor.
Yıllardır uğradıkları haksızlıkları, bu parti ile aşabileceklerini düşünüyor.
Hepimizin evinde mülakat mağduru çocuğumuz veya çocuklarımız var.
Bunlar okullarını başarı ile bitirmiş, girdiği sınavda yüksek puanlar almış çocuklar.
Veya girdiği işte başarısına rağmen terfi edememiş memurlar.
Hep, mülakat denilen haksız oyunla elenmişler.
Alın teri ile geçinen esnafın yanına açılan üç harfli marketler nedeniyle işini kaybedenler.
Her mahsul döneminde, gümrüksüz ithalat ile beli bükülen çiftçi.
Bunun gibi birçok mağduriyetler hanemizde veya çevremizde gözümüzün önünde yaşanıyor.
Bir umut haline gelen partinin daha dikkatli olması gerekiyor.”
Bu uyarıları yapmıştım. İyi Parti teşkilatındaki sakinlik bu umutların azaldığını gösteriyor.
Bu seçimde tekrar umut olabilmesi için adaletli bir aday seçimi yapıp önce kendi seçmenini sonra da partisinin adayından memnun olmayan diğer seçmenlerin oyunu ve desteğini alacak konuma gelmeli.
Dost acı söyler…
YORUMLAR