Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ahmet Tunca

ŞÜKREDİYORUM

“Al eline kalemi, yaz başına geleni” diye eski bir deyim vardır.

Kalan iyi bir dosttur.

Siz konuşursunuz, kalemde önünüzdeki kağıda, bu konuşmaları döktürmeye başlar.

Dünü anlatırsınız, bugünü döktürürsünüz, içimizi kalem kağıtla boşaltırsınız.

Kimi hatıra yazar, kimi siyaset, kimi devleti yazar.

Kalem şiirle arkadaştır.

Kalem hikayelerin, romanların dostudur.

Kalemlerin ağzından dökülenlerin, kimi kalıcı, kimine ilaç kiminin yüreğine su çarpar. Bir sayfa paylaştığı için merhem olur yüreklere.

Zaman zaman çocukluğuma giderim.

Karda, kışta, yağmurda, fırtınada ayağımıza giydiğimiz lastik, kauçuk ayakkabılar gelir gider aklıma.

Toplum fakir.

Para kıt.

Alacak para yok.

Güç ancak ucuz, basit, iki gün sonra yanından, yöresinden, altından, üstünden delinmeye, yırtılmaya başlayan ayakkabı bozuntuları…

Tamirciye götürür, gaz ocağında ısıtılan demirlerle yapılan yamalar.

Ortalık ıslaksa.

Ortalık karlıysa.

İçi vıcık vıcık suyla dolar. Analarımızın ördüğü kalın ip çoraplar ıslanır. Olur iki okka.

İki gün sonra öksürmeye başlarsınız.

Bir ateş bir ateş. Ateşlenir günlerce boğaz ağrısı çekersiniz.

Sonra, yıllar sonra ülkede ayakkabı sanayisi gelişti de çizme, bot türünde ayakkabılara kavuştuk.

Kötü ayakkabılar yüzünden zatürre olan binlerce çocuk olmuştur. Tabii sonucunda ölenlerde.

Okula başladığımızda, çizgili saman yapraklı defterler vardı.

Çok pahalıydı.

Kara kalemle yazılan sayfalar, penisilin kapağındaki lastikleri silgi yapar, siler tekrar tekrar kullanırdık.

Bir kara kalemi sonuna kadar kullanır, elle tutulmaz hale gelince, kamışlara takar öyle bitirirdik.

Ne günler.

Ne acı günler.

Yokluk böyle bir şey.

Okulda hemen hemen tahta çantası olan çocuk çok azdı.

Peki ne kullanırdık.

Eski püskü bir bezden bez torba yapılır, torbaya bir sap dikilir, oldu mu çanta.

Bugünün ülkenin çocuklarının kullandıkları, kitap defter kalem, giydikleri ayakkabı ve elbiselere bakıyorum da seviniyorum.

Laptoplar. Onlarca kalan istedikleri kitap ve defterler en mükemmel şekilde, bir yolla temin ediliyor.

Binlerce liraya alınan bilgisayarlar, cep telefonları düne bakıyorum da.

Biz mağaza devrinde yaşıyoruz diyorum.

Kalem bugün beni 60-70 yıl gerilere götürdü.

Bütün sıkıntılara rağmen.

Şükrediyorum.

Bugünün çocuklarına bunları anlatmak lazım diye düşünüyorum.

Kalem iyi bir anlatım aracı.

Geçmişten ders almak gerekiyor.

Bu bolluğun kıymetini bilmek lazım.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER