Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nergiz Kılıç Savrık

TOPLUMSAL SORUNLAR

Dünyanın yavaş yavaş toplumsal sorunların arapsaçına döndüğü bir zaman dilimine aktığını söylemek için kahin olmaya gerek yok sanırım. Toplumsal sorunların zirve yaptığı Pakistan, Afganistan, Irak, Suriye ve Afrika’daki irili ufaklı ülkelerden kaçan insanlar, toplum dinamiklerinin yerli yerine olduğu batılı ülkelere gitmek için yollara düşüyor.

Ne yazık ki Türkiye, bu göçler için bir kervansaray gibi işlev görüyor. Her çeşitten insanın girdiği çıktığı yattığı kalktığı bir ülkeyiz artık. Ve ne yazık ki Almanya’ya iltica eden Türklerin sayısında da ciddi artış olduğu biliniyor.

Oysa Türkiye, Avrupa’da servet dağılımında görülen adaletsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerin başında geliyor.

İsviçreli Credit Suisse ve UBS tarafından yayımlanan verilere göre, Türkiye’de en zengin yüzde 1’lik kesim ülkedeki servetin yüzde 40’ını alıyor. Türkiye bu kritere göre Avrupa’da servet dağılımı adaletsizliği ilk sırada yer alıyor.

En zengin yüzde 5 ve en zengin yüzde 10’un servetten aldığı paya bakıldığında Türkiye ikinci sırada bulunuyor. Servet dağılımı adaletsizliğini gösteren Gini katsayısında da Türkiye üçüncü sırada.

Türkiye’de servet dağılımı oldukça adaletsiz. Bunun birçok göstergesi var. İlki servet dağılımı eşitsizliği Gini katsayısı. 0 mutlak eşitliği gösterirken bu sayı büyüdükçe eşitsizlik artıyor.

Derdimiz üzüm yemek…

O bakımdan şunun altını çizmekte fayda var: Sosyal sorunlar, toplumsal hayatın başlangıcından beri, dünya toplumlarının tarihsel gelişim süreci boyunca var olan olgulardır. Toplumlar tarihsel süreçler içinde ya da bir dönemde önemli değişim ve dönüşümler geçirebilir ve buna bağlı olarak sosyal sorunlar, niteliksel ve niceliksel açılardan sürekli artar ya da eksilir ve her zaman geniş kitleleri etkiler.

Günümüz dünyasında fakirlik, kıtlık, zorunlu göç, işsizlik, her türlü bağımlılık, suçluluk, cinsiyet eşitsizliği, toplumsal şiddet, cinsel taciz, her türlü ayrımcılık, çocuk evlilikleri, ergen hamileliği, kadın sünneti, çocuk işçiliği, terör, eğitim eşitsizliği, engellilerin sosyalleşmesi, intiharlar, aşırı nüfus artışı, obezite, insan hakları ihlalleri ve trafik dünya toplumlarının ortak sorunları sorunlarıdır.

Bu sorunların bir ülkede çok, diğerinde az sorunun varlığını ve önemini değiştirmez.

Günümüzün toplumsal sorunları oldukça çeşitlidir ve genellikle bölgesel, kültürel ve siyasi farklılıklara göre değişiklik gösterir.

Ancak genel olarak, birkaç önemli toplumsal sorunu ele alabiliriz:

Eşitsizlikler: Gelir eşitsizliği, cinsiyet eşitsizliği, ırk eşitsizliği ve fırsat eşitsizliği gibi çeşitli alanlarda toplumsal eşitsizlikler yaygın bir sorundur. Bu eşitsizlikler, daha fazla kaynak ve fırsata erişimi olmayan bireyler veya gruplar arasında derin uçurumlar yaratır ve sosyal hareketlilik şansını azaltır.

Yoksulluk: Yoksulluk, birçok toplumun en büyük sorunlarından biridir. Temel ihtiyaçları karşılamakta zorlanan insanlar, sağlık hizmetlerine erişimde zorluklar yaşarlar ve genellikle marjinalleşmiş veya dışlanmış hissederler. Yoksulluk, sosyal dışlanma, suç oranlarında artış ve sağlık sorunları gibi bir dizi başka sorunu da beraberinde getirir.

Çevre Sorunları: İklim değişikliği, su kirliliği, hava kirliliği ve doğal kaynakların tükenmesi gibi çevresel sorunlar, toplumların karşı karşıya olduğu önemli sorunlardır. Bu sorunlar, gelecek nesiller için büyük tehditler oluşturabilir ve sosyal, ekonomik ve siyasi istikrarı tehlikeye atabilir.

Sağlık Sorunları: Sağlık hizmetlerine erişim, obezite, bağımlılık, zihinsel sağlık sorunları ve bulaşıcı hastalıklar gibi sağlık sorunları, birçok toplumun karşı karşıya olduğu ciddi meselelerdir. Bu sorunlar, sağlık sistemlerini zorlar ve toplumların refahını olumsuz yönde etkiler.

Göç ve Mülteciler: Çatışma, ekonomik güçsüzlük, çevresel felaketler ve siyasi baskı gibi faktörler, milyonlarca insanı kendi ülkelerinden göç etmeye zorlamaktadır. Göçmenler ve mülteciler, geldikleri toplumlarla entegrasyon sorunlarıyla karşılaşabilirler ve bu durum sosyal gerilimlere neden olabilir.

Teknoloji ve Dijital Uçurum: Teknolojinin hızlı ilerlemesi, dijital uçurum olarak adlandırılan bir sosyal sorunu ortaya çıkarmıştır. Bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimdeki eşitsizlikler, dijital becerilere sahip olmayan veya teknolojik altyapısı olmayan bireyleri dezavantajlı konuma getirebilir.

Bu sorunlar, sosyal bilimlerin çeşitli alanlarında incelenir ve çözüm bulunması için toplumun farklı kesimlerinin işbirliği gerektirir. Sosyal bilimlerdeki araştırmalar ve politika geliştirme çabaları, bu sorunların anlaşılmasına ve ele alınmasına yardımcı olabilir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER