Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fatma Mert

DAVA ADAMI MEHMET AKİF ERSOY’U ANLAMAK

Çok yönlü yazarlığı, sporcu kişiliği, devlet adamlığı, düşünce insanı oluşu gibi çoğu yönüyle kültür yaşamımızın öne çıkan yüzlerinden birisi olan Akif’in; şahsiyeti ve karakteri, edebiyat estetiğinin konusu olacak kadar mükemmel ve güzeldir. Üstat yazarlığında, titiz bir üslûp ustası, devlet adamlığında, dürüst ve daima haklıdan yana tavır koyan naif bir yapıya sahiptir. Düşünce dünyası olarak da Türklükle Müslümanlığı şahsında bir araya getiren, hem ülke içinde hem de ülke dışındaki gelişmeleri doğru anlayarak tüm gücü ve bilgi birikimiyle halkını aydınlatmaya çalışan bir münevver şahsiyettir. Böylesine önemli bir kişiliğin arka planını dolduran ana şahsiyetler annesi Emine Şerife Hanım, babası Mehmet Tahir Efendi, ortaokuldaki Türkçe öğretmeni Hoca Kadri Efendi, Kıyıcı Osman Pehlivan ve Halkalı Baytar Mektebi’nden hocası Rıfat Hüsamettin Paşa’dır. Aktif ve merhametli kişiliği halkının sıkıntılarını yüreğinde hissetmiştir. Milli mücadeleye destek vermiş tam bir vatan aşığıdır. Kendisine tüm çalışma ve emekleri dolayısıyla “Milli Mücadelenin Manevi Lideri” denilmiştir. İman ile yoğrulmuş düşüncelerini Allah rızası için beyan etmekten çekinmemiştir. Gazete ve dergilerde görüşlerini çoğu güçlüklerle mücadele ederek yazmıştır. Eserlerine baktığımızda Türk Milletinin tarihindeki önemli dönemlerinde yazılmış ve o devirlerin ruhunu aktarmıştır. Bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin simge isimlerindendir. Bununla beraber Türk Edebiyatında da iz bırakan şairlerimizdendir. Eserlerine bakıldığında üstün zekâsı ve düşünürlüğü ile milletimize yol göstermiştir. Gururla okuduğumuz Milli Marşımız yazıldığı günden beri gönülleri fethetmektedir. İstiklal Marşımız her okunduğunda ecdat gelince akla gözümüzün önünde Mehmet Akif tezahür ediyor.

Yaşamı boyunca içinde bulunduğu toplum ve yaşanılan problemler öncelikleridir. Sorunlara çözüm üretmeye çalışmış, sanatını toplum emrine vermiş bir şahsiyettir. O’na göre edebiyatın topluma hizmet edip, toplumda bir boşluğu doldurması icap etmektedir. Her edebi eser toplumu uyarmalı ve kaynağını milletten almalıdır. Safahat adlı eserinde de bunu net olarak görebiliriz. Akif’in hayatında verilen söze sadakat ve samimiyet bahsinde bir örnek daha vardır ki, baktığımızda olağanüstüdür. Aşağıda vereceğimiz bu örnekte, kendi türlerinin ilk örneği olarak kabul edilebilecek iki insan tipi vardır: Mithat Cemal ve Mehmet Akif. Mithat Cemal, koşullar değiştiğinde kendisini tekrar kurgulayabilen bir tip olarak karşımıza çıkarken; Akif, ölüm haricinde hiçbir mazereti kabul etmeyen ve ne pahasına olursa olsun verdiği sözün arkasında duran bir karakter abidesidir.

“Meşrutiyetin ilk seneleri, bir Cuma, adam boyu kar yağdı. O gün Akif’in hazzetmediği şeyler işlemedi; araba, tramvay, şimendifer ve vapur… Çapa’daki bizim eve o gün sütçü, ekmekçi, gibi adamlar bile gelmediler. Öğle yemeğinden sonra biz hâlâ ekmekçiyi beklerken nihayet kapı çalındı; fakat… Akif Bey gelmişti! Bıyığının yarısı donmuştu. Şaşırdım. Nasıl geldiğine hayret ettim: ‘Beylerbeyi’nden nasılsa Beşiktaş’a bir vapur işlemişti’. ‘Bu kadar mı?’ dedim. Tabiî ki bu kadardı. Ve tabiî ki Beşiktaş’tan Çapa’ya işleyen bir şey yoktu; ancak bunu sormaya da lüzum yoktu; çünkü Beşiktaş’tan Çapa’ya bu havada insanlar yürüyerek de gelirlerdi. Bu karda, tipide yaya yürünülen mesafeye ben şaştıkça Akif de benim hayretime şaşıyordu: Akif;Gelmemem için kar, tipi kâfi değil, vefat etmem lâzımdı. Çünkü geleceğim diye söz vermiştim” ifadelerinde bulundu.

Üstadın temel karakteri doğruluktur ve her daim haklının yanında olmuştur. Tüm ömrünü şahsı için değil Millet için yaşamış, ömrünü bu yolda harcamıştır. İnancı, hayatındaki her şeyden önce gelmiştir. Aynı zamanda Türklüğüyle de Gurur Duyan Bir İnsandır. Asımın Nesli olarak bizler zalimi asla sevmeyen, zulmü alkışlamayan büyük üstat şair Mehmet Akif Ersoy’un sözlerini ilke edinerek, yaşam felsefemize aktarmalıyız.

Türk Milleti olarak umudumuz daim, birlikteliğimiz kaim, zaferimiz ebedi olsun. Milli Şairimizin ifadeleriyle “Allah bu Millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” İnşaallah. 20 Aralık doğum günü nedeniyle Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u Rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhu şad olsun.

Allah izin verirse başka bir konuda buluşmak üzere hoşçakalın.  Hepimiz Sırrın Sahibine emanet olalım İnşaallah.

 

 

 

 

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER