Millet olabilmemizin birçok şartı vardır. Önce birlikte olmuş, ortak değerleri olan bir insan topluluğu olacak. Vatanım diyebileceği toprağı olacak. Bu

Gece! Gecelerden herhangi bir gece. Zifiri karanlık çöktü yine. Sokak lambalarını icat edenin gecesi olmasın. Gece. Her gece iki hece.

Bir ay kaldı. Türkü, çağdan çağa taşıyan kültürü, bugünkü ilave çalışmalarıyla büyüyüp gelişerek varlığını devam ettiriyor. Bir ay kaldı dedik,

Karaadilli! Afyon’un Şuhut ilçesine bağlı küçük bir beldesi. Nüfusun büyük bölümü tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. Kasaba halkı buğday- arpa, patates

Kimsenin malında, mülkünde, kazandığı para da gözümüz yok. Fakat her geçen gün düzeleceği yerde bozulan gelir dağılımı toplumun çoğu kesimini

Yine bugünlerde yaprak dökümü devam ediyor. Daldan düşen her yaprak beni üzüyor. Geçtiğimiz günlerde Afyon kültür ve sosyal hayatının bir

“Al eline kalemi, yaz başına geleni” diye eski bir deyim vardır. Kalan iyi bir dosttur. Siz konuşursunuz, kalemde önünüzdeki kağıda,

Birçok yiğit çıktı meydana, Birbirinden merdane… Güreş meydanlarında kol bağlayan yiğitler, güreşe başlamadan salavatlanır, dualarla çayırlara salınır. *  *  *

Bendeniz, kitap düşkünüyümdür. Zaman zaman kitap fuarlarını ve kitapçıları, duyduğum ve gördüğüm kitapları, ilginç bulduğum konuları içerenleri alıp, evimdeki, özel

8 Mart. Önemli bir gün! Neden diyecek olursanız. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Kadınlar ise, dünya nüfusunun yarısı kadar. Hatta

Bir zamanlar hesap sorabilir hale gelmiştik. Nasıl mı? Otuz yıl kadar oldu. Ticaret Borsası Başkanı rahmetli Recai Yumuturuğ önderliğinde, bir

Korkulu rüyamız. Ülkemiz baştan sona deprem tehlikeleri altında. Bunun böyle olduğunu yüzlerce yıldır biliyoruz. Buna rağmen, olayların ardından birkaç hafta

“Gez dünyayı gör Konya’yı” Türkçemizdeki en eski deyimlerden biri. Bazen deyimlerle atasözlerini karıştırıyorum. Atasözlerimiz, bütün bir ülkede kullanılır. Deyimler ise

Rahmetli Vehbi Koç’u, çoğumuz hatırlar. Tutumluluğuyla bütün insanlarımıza örnek olurdu. Evi çok büyük değildi. Ancak yaşayacak, ihtiyaca cevap verecek kadardı.

Gönül ne kahve ister, ne kahvehane, Gönül ahbab ister kahve bahane. Eskiler ne güzel, ne veciz sözler üretmişler. Bu sözler,

Bütün yollar Afyon’dan geçer. Afyon yolların kavşağıdır. Bir zamanlar, yapılan bir sayıma göre günde Afyon topraklarından 80 bin araç geçiyor,

Merkez Bankası. Bankaların bankası. Yetkileri çok büyük ve önemli. Para basıyor. Türkiye ve Dünya’nın bütün coğrafyasında Türkiye adına basılmış paramızın

Cumartesi günü çok hareketli geçen günlerimden biriydi. Neşeli, faydalı geçen günlerdendi. Sevgili kardeşim Yine bir o kadar sevdiğim iki manevi

Et pahalandı. Et yiyemiyoruz. Gram, gram alıyoruz. Kasaplar dert yanıyor! Et satışlarımız durdu. Et fiyatları pahalandı ama biz kasaplar para

Geçtiğimiz Perşembe günü, dostlarla gazetecilikle ilgili sohbetler ettik. Basınla ilgili olmayan bir dostumuz, yazdığım yazılardan dolayı, sende tehlike çemberi içindesin,

Cuma gecesi! Hava soğuk. Dışarı çıkacak halimiz yok. Kaloriferler yanıyor. Evin içinde, ortam sıcak. Çayı demledim. Yanında çeşitli pasta ve

Telefon! Telefonda ülkemiz nereden nereye geldi, bir düşünün. 20 km uzaklıktaki ilçeye telefon etmek için, postaneye gider, uzun süre beklerdik.

Bilemiyorum. Eski Türk filmlerinden daha zevk alıyorum. Sizde öyle misiniz. 1966 yılı yapımı, Ertem Eğilmez filmi. Kartal Tibet, Selda Akkor,

Sarıkamış denince, yüreğime ince bir sızı düşer. 1914-1915 yılındaki Ruslarla olan, sonu faciayla biten ve kimilerine göre 90 bin, kimi