Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hamza Yılmaz

Kentsel neden tehlikelidir?

 

 

Tehlikledir, çünkü kentler artık tamamen betonla kaplı alanlara dönüşmüştür. Kentsel sel, kırsal selden önemli ölçüde farklıdır, çünkü kentleşme, selin etkisini 1,8’den 8 kata ve sel hacimlerini 6 kata kadar artıran gelişmiş etkiye sahiptir. Sonuç olarak, daha hızlı akış süreleri nedeniyle (birkaç dakika içinde) taşma çok hızlı gerçekleşir. Kentsel alanlar yoğun nüfusludur ve hassas bölgelerde yaşayan insanlar sel nedeniyle zarar görür ve bazen can kaybına neden olur.

Artan kentsel sel eğilimi evrensel bir olgudur ve dünyanın her yerindeki şehir plancıları için büyük bir zorluk teşkil etmektedir. Kentsel sel ile ilgili sorunlar, nispeten yerel olaylardan büyük olaylara kadar uzanmakta olup, şehirlerin saatlerden birkaç güne kadar sular altında kalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle etki, insanların geçici olarak yer değiştirmesi, kentsel olanaklara zarar verilmesi, su kalitesinin bozulması ve salgın hastalık riski de dahil olmak üzere yaygın olabilir.

Sel baskını, son yıllarda Türkiye’deki şehirlerde ciddi bir tehlike oluşturmaya başladı. Öyle ki, Batı Karadeniz’in ardından son olarak Ankara’da bir kişi selden hayatını kaybederken İstanbul’da çok sayıda ev ve iş yerini su bastı.

Sorunlara siyasi olarak bakmamakta fayda var. Çünkü bir şehirde her dinden her görüşten ve milletten insan yaşar. Dolayısıyla bir şehri yönetmek dar bir bakış açısıyla mümkün olmaz. Şunu biliyoruz, şehir yöneticileri, altyapı özelliklerinin geliştirilmesi yoluyla çok sayıda sel riskini azaltmakla giderek daha fazla ilgileniyor. Bunu biliyoruz. Soru şudur: Bu çabalar yeterli mi? Ya da şehirlerindeki altyapı güvenilirliğinin ve kentsel ekonomik faaliyetin selden ne derece etkilendiği analiz edilmiş midir?

Şehirlerdeki taşkın haritaları ve çeşitli mekansal veri katmanları işlerin önemli bir bölümünün selden doğrudan etkilendiğini gösteriyor. Ulaşım altyapısının, birçok şehirde ana yolları orantısız bir şekilde etkileyen önemli sel riskine nasıl maruz kaldığını daha da detaylandırıyor. Doğrudan sel etkilerinin önemli olduğu ortaya çıkarken, tüm kentsel ekonomi için zincirleme etkilerin nasıl daha da büyük olabileceğini gösteriyor. Ev ve işyerlerinin doğrudan sel maruziyetine maruz kalmasından bağımsız olarak, su basmış ulaşım ağları, aksaklıkların şehir genelinde yayıldığı ve firmalar arasındaki bağlantıyı büyük ölçüde azalttığı anlamına gelir. Hastanelere erişimin de önemli ölçüde azaldığı tespit edildi. Bu durum, nispeten hafif sel olayları sırasında bile insanların artık hastanelere ‘altın saat’ içinde ulaşamayacakları anlamına geliyor.

Kentsel alanlar aynı zamanda 7/24 korunması gereken hayati altyapıya sahip ekonomik faaliyetlerin merkezleridir. Şehirlerin çoğunda hayati altyapıya verilen zararın sadece devlet ve ülke için değil, küresel etkileri bile olabilir. Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirler can ve mal kaybına, ulaşım ve elektrik kesintilerine ve salgın vakalarına tanık oldu. Bu nedenle, kentsel sel yönetimine en büyük öncelik verilmelidir.

Kentsel gelişme, örneğin, yağmurun toprak tarafından emilmesini önleyen ve böylece özellikle alçak alanlarda sel tehlikesini artıran döşeli, geçirimsiz alanların genişletilmesi yoluyla çevreyi veya ekosistemi değiştirebilir.

Yetersiz planlanmış ve yönetilmemiş şehirler, aynı zamanda mevcut kalkınma kazanımlarını aşındırmakla tehdit eden yeni riskler de yaratıyor. Yeterli altyapı ve hizmetlerin olmaması, güvenli olmayan barınma, yetersiz ve yetersiz sağlık hizmetleri, doğal afeti bir felakete dönüştürebilir. Örneğin, kötü katı atık yönetimi, su birikintisine ve taşkınlara neden olabilecek yağmur suyu ve kanalizasyon şebekelerinin tıkanmasına neden olabilir. Altyapının tahrip edilmesi veya hasar görmesi, su kıtlığına veya kirlenmeye neden olabilir. Su, sanitasyon, sağlık ve eğitim için iyi koşullara sahip güvenli konutlara erişim eksikliği, kent sakinlerinin iyileşme kapasitesini etkiler.

Ayrıca kentsel alanlarda inşaat ve endüstriyel uygulamaların yetersiz düzenlenmesi veya atık yönetimi gibi hizmetlerin yetersiz sunumu (örneğin, çöp kaydırağı öldürülmesi) yoluyla insan kaynaklı tehlikeler yaratma potansiyeli de vardır.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER