Kentsel tasarımın aktivite, ruh sağlığına önemi

Bir önceki yazımızda, güvenli, iyi yönetilen yeşil alanlara düzenli erişim, kentsel planlama ve tasarımda bir öncelik olmalıdır görüşünü dillendirmiştik.

Bunların en başında gelen yeşil alanlar, yürünebilir ve parklar gibi sosyal etkileşimi teşvik ediyor gibi görünmektedir. Bununla birlikte, yeşil alana hem fiziksel hem de görsel erişimin insanların zihinsel sağlıkları üzerinde etkisi olabilir ve maruz kalma sıklığı önemli görünmektedir. Bu nedenle, sokak manzaraları, işyeri bahçeleri ve hatta ofis pencerelerinden manzaralar dahil olmak üzere insanların günlük rutinleri sırasında doğal olarak karşılaşacakları daha küçük alanlara odaklanmak eşit derecede önemlidir. Bugün Afyonkarahisar’da içinde rahatça dolaşılacak bir park maalesef bulunmamaktadır.

Tasarımcılar ve planlamacılar egzersizi düşündüklerinde, bunu fiziksel bir sağlık müdahalesi olarak görme eğilimi olabilir. Ancak aktivite, ruh sağlığı için en önemli tasarım fırsatlarından biridir. Egzersiz, hafif ve orta dereceli depresyon için antidepresan ilaçlar kadar etkili olabilir. Ayrıca stres ve kaygıyı azaltabilir ve bunama ve hatta şizofreni ile ilişkili bazı semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilir. Yine de birçok insan, özellikle kentsel çevrede, egzersizi günlük rutinlerine dahil etmekte zorlanıyor.

Önemli bir fırsat, güvenli ve kullanışlı yaya ve bisiklet yolları da dahil olmak üzere, yalnızca egzersizin faydalarından değil, aynı zamanda stresli, hareketsiz yolculukların azaltılmasından yararlanan aktif ulaşım seçenekleri tasarlamaktır.

Aktivite, ruh sağlığı için en önemli tasarım fırsatlarından biridir.

Ruh sağlığı, güçlü sosyal bağlantılar ve sosyal sermaye ile yakından ilişkilidir. Bu, ruh sağlığının teşviki ve geliştirilmesindeki önemli fırsatlardan biri olarak giderek daha fazla anlaşılmaktadır. Bu nedenle, tasarımcılar için, insanlar arasında olumlu, güvenli, doğal etkileşimleri kolaylaştıran ve bir topluluk, entegrasyon ve aidiyet duygusu geliştiren projeler içinde özellikler yaratarak yenilik yapma konusunda geniş bir potansiyel vardır. Bu, esnek kullanım için (katılım ve gönüllülük fırsatları dahil) kamusal alanlar geliştirmek, dinlenmek ve sohbet etmek için sokak mobilyaları ve sosyal selamlaşmayı teşvik etmek için girişlerin yönlendirilmesi gibi stratejiler anlamına gelir. Aynı zamanda, şehir blokları boyunca uzanan ve insanların zihinlerini olumsuz düşüncelerle meşgul eden uzun, değişmeyen cephelerden veya yaya bağlantıları üzerinden bireysel araç kullanımını teşvik eden şehirlerden kaçınmak anlamına gelir.

Akıl sağlığı, güçlü sosyal bağlantılarla yakından ilişkilidir.

Kent yaşamının insanların ruh sağlığını etkileyen özel bir özelliği, kişinin günlük yaşamı boyunca duyduğu güvensizlik hissidir. Ara sıra korku, vücudun bir tehdit algıladığı ve stres hormonlarının vücudu hayatta kalma tepkilerine hazırladığı “dövüş ya da kaç tepkisini” tetikleyebilir. Evrimsel bir işlev olarak bu, insanları bir aslan veya benzeri tarafından yenmekten kurtaracak ve daha sonra vücut dinlenme durumuna dönecektir.

Şehirde sürekli düşük seviyeli tehditler vücudu doğal olmayan alışılmış bir hazırlık durumunda tutabilir ve bu da uzun vadede ruh halini ve stresi etkileyebilir. İlgili kentsel tehlikeler, diğer insanlar tarafından ortaya çıkarılan riskleri (soyulma gibi), trafikten kaynaklanan riskleri (örneğin ezilme gibi) ve kaybolma riskini (özellikle demans hastaları için geçerlidir, bu riskin bağımsızlıklarını ve dolayısıyla yaşam kaliteleri). Yolların uygun tasarımı, iyi sokak aydınlatması ve belirgin işaretler ve yön bulma ipuçları, bir mahallede güvenlik algısını artırabilecek tasarım özelliklerinden sadece birkaçıdır.