Orta ölçekli bir kenti yönetmek

Afyonkarahisar’ın merkez nüfusu yaklaşık 300 bin kişiden oluşuyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) şehirleri uygun şehirlere (idari), kentsel alanın kapsamına veya metropol bölgelere göre sınıflandırdığı taksimata göre Afyonkarahisar Orta ölçekli bir kent. OECD’nin şehirleri büyüklüğüne göre sınıflandırdığı dört kategoriden birincisi, büyük bir metropol alanı 1,5 milyon veya daha fazla nüfusa sahiptir. İkincisi, metropol alanı 500 bin ila 1.5 milyon arasında bir nüfusa sahiptir. Üçüncüsü, orta ölçekli bir kentsel alan yaklaşık 200 bin ila 500 bin kişilik bir nüfusa sahiptir. Dördüncüsü, küçük ölçekli bir kentsel alan yaklaşık 500 bin ila 200 bin kişilik bir nüfusa sahiptir.

Türkiye ve dünya, sanayi devriminde başlayan sürecin sonunda tarihin en büyük kentsel büyüme dalgasını yaşıyor. Nüfusun yüzde 80’den fazlası artık kasaba ve şehirlerde yaşıyor. 1950’den 2010’a kadar 1,3 milyar insan küçük şehirlerde, 632 milyon insan orta ölçekli şehirlerde ve 570 milyon insan büyük şehirlerde yaşıyor. 2050 yılına kadar özellikle gelişmekte olan ülkelerde şehirlerde yaşayan nüfus iki kat artmış olacak. Bu nedenle ‘yaygın kentleşmenin yarattığı sorunlar çağımızın en önemli sorunları arasında yer almaktadır. Ayrıca özel sektör için en büyük fırsatlardan ve sorumluluklardan birini temsil ederler. İş dünyası, geleceğin sürdürülebilir, ekonomik olarak rekabetçi şehirlerini şekillendirmek için benzersiz bir şekilde konumlandırılmıştır. Nüfusun artan çoğunluğunu barındıran kentsel alanlarda, teknolojik inovasyonun sürdürülebilir bir gelecek sağlamaya nasıl yardımcı olabileceğine odaklanmak çok önemlidir. Akıllı, sürdürülebilir bir şehir, teknolojinin kullanımı yoluyla sürdürülebilir bir yaşam ortamı yaratmaya çalışır. Sürdürülebilir teknoloji yoluyla şehirleri daha iyi hale getirmek.

Daha sürdürülebilir bir şehre geçişi sağlayan yaşam kalitesi üzerinde büyük bir etki oluşturan birkaç konu var. Birincisi, şehirlere taşınan ve şehirlerde yaşayan insan sayısında hızlı bir artış var. Eğilimler ve yaşam tarzı, doğaya ve çevreye zarar vermeden kültürel ve sosyal uygulamalarla birlikte altyapı ve binaların geliştirilmesine yol açmıştır. Bu nedenle akıllı enerji yönetimi, altyapı geliştirme, atık ve çevre yönetimi, kamu-özel ortaklıkları, ekonomik kalkınma planları, akıllı sağlık ve akıllı eğitim programlarını dahil ederek akıllı bir şehir yaratmaya ihtiyaç vardır. İkincisi, bir şehri sürdürülebilir teknolojik inovasyon yoluyla dönüştürmek büyük bir zorluktur. Bazen bir şehir, dijital uçurumun zorluklarını tanımakta başarısız olur. Yarının sürdürülebilir kentinin gelişimi iyi planlanmalı, hizmetler sunmalı, toplumu içermeli ve iyi bağlantılı bütün sistemleri içermelidir.