Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hamza Yılmaz

Yeşil alanların sağlık açısından önemi

 

 

Kentleşme, beyin ve insan ruh sağlığı arasındaki ilişki, güncel bilimsel literatürde yoğun tartışmalara konu olmaktadır. Özellikle duygudurum ve anksiyete bozukluklarının yanı sıra şizofreninin kentsel kesimde kırsal bölgelere göre daha sık görüldüğü bilinmektedir.

Bugün dünya nüfusunun yarısından fazlasının kentsel alanlarda yaşamasıyla kentleşme istikrarlı bir şekilde artmaktadır. Kentsel ortamlar, filogenezde nispeten yeni bir olgudur ve insan sağlığı ve ruh sağlığı üzerindeki etkileri henüz tam olarak anlaşılmamıştır. Bununla birlikte, şizofreninin yanı sıra duygudurum ve anksiyete bozukluklarının kentlerde kırsal bölgelere göre daha sık görüldüğü defalarca gösterilmiştir.

Ünlü bilim sitesi sciencedirect.com’da bu konuya dair çıkan makaleler ufuk açıcı olurken, son yazıdaki tespitler çok önemliydi… O yazıdan bir bölüm şöyle:

Ancak kentsel yaşam ve psikiyatrik hastalıklar arasındaki spesifik bağlantılar hala bilinmemektedir. Sözde “sürüklenme hipotezi”ne göre, kentsel ve kırsal farklılıklar seçici göçten kaynaklanmaktadır, yani hastalıkları olan veya daha duyarlı bireylerin şehirlere taşınmasıdır. Bununla birlikte, bu hipoteze karşı çıkan önemli sayıda çalışma vardır.

Kent-kır farklılıklarını açıklamayı amaçlayan psikiyatri literatürünün çoğu, kentliliğin zararlı etkilerine (örneğin trafik gürültüsü, hava kirliliği) odaklanır. İlginç bir şekilde, parklar ve ormanlar gibi yeşil alanların ruh sağlığına faydalı olduğu defalarca gösterilmiştir. Yakın tarihli bir çalışma, çocukların yeşil alanlarda büyüdüğü ergenlik ve yetişkinlik döneminde psikiyatrik bozukluklar geliştirme riskinin azaldığını göstermiştir.

Yeşile maruz kalmanın sadece çocuklukta değil, yetişkinlikte de koruyucu etkileri olduğu görülmektedir. Bir İngiliz araştırması, daha yeşil bir alana taşınan kişilerin, hareketten üç yıl sonra zihinsel sağlıklarının daha iyi olduğunu buldu.

Bununla birlikte, ilgili nedensel bağlantılar ve mekanizmalar belirsizdir. Özellikle, kentliliğe maruz kalmanın streste artışa ve refahta azalmaya nasıl yol açtığı veya yeşil alanların bu etkileri nasıl hafiflettiği hakkında pek bir şey bilinmiyor. Özellikle mevcut ruh sağlığı literatüründe, kentlilik ve yeşil alan esas olarak birbirini dışlayan olarak kabul edilir ve bu da, kentselliğin zararlı etkisi mi yoksa yeşil alanın koruyucu etkisi mi yoksa her ikisinin bir kombinasyonu mu?

Bu, ruh sağlığı araştırmalarında kentsel ve kırsal yaşam arasında bir süreklilik olduğuna dair yaygın görüşü bir kez daha göstermektedir. Barselona’daki çocuklar üzerinde yapılan bir çalışmada, yaşam boyu yeşil maruz kalmanın prefrontal korteksteki gri madde hacmi, sol premotor korteksteki ve sağ prefrontal bölgelerdeki, sol premotor bölgedeki ve her iki serebellardaki beyaz cevher hacmi ile pozitif olarak ilişkili olduğu gösterilmiştir.

Birlikte ele alındığında, önceki kanıtlar, yeşil alana maruz kalmanın benzer beyin bölgelerindeki artışlarla ilişkili olduğunu ileri sürdü. İlgili bölgelerin benzerliği, şehirliliğe ve yeşil alana maruz kalmanın tek bir süreklilik üzerinde gerçekleştiği ve etkilerin birbirini dışladığı yorumuna davet edebilir. Bununla birlikte, bu soru, bildiğimiz kadarıyla, beyin yapısıyla olan ilişkiyle ilgili olarak hiçbir zaman doğrudan ele alınmamıştır. Bu nedenle, yeşil alan ve şehirliliğin bir madalyonun iki yüzü olarak mı işlev gördüğü, yoksa beyin üzerinde farklı etkiler olarak düşünülmesi gereken gerçekten farklı etkiler mi uyguladığı belirsizliğini koruyor.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER