Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Enver Deniz

EKONOMİ

 

Herkes siyasetçi, herkes ekonomist, öyleyse birazda biz oyalanalım dedik ve başladık yazmaya.

Benim ekonomiden anladığım, cebimdeki parayla yaptığım alış verişle orantılıdır. Aybaşında aldığım maaşla, kredi kartı harcamalarını kapatıp, çocuğun harçlığı ile belediye çay bahçesinde arkadaşlarla oturduğumuzda, çay parasını ödeyecek miktarda cebimde nakit kalmışsa, ekonomi iyi demektir.

Açlık sınırı, Türk-İş raporuna göre 7 bin 245 TL ve yoksulluk sınırı 23bin 600 TL oldu. Asgari ücret 5 bin 500 TL, açlık sınırının bin 750 TL altında kalıyor. Asgari ücret açlık sırının altında olamaz. Neden asgari geçinme ücretini tespit ediyorsunuz. Eğer Türk-İş in tespiti yanlışsa doğrusunu TUİK açıklasın ve bizi buna inandırsın.

Asgari ücreti bir tarafa koyalım, belediye başkan yardımcısı 1 in 4 ünden emekli,  30 yıl hizmeti olan bir memur  7 bin 900 TL maaş alıyor. Türk-İş tespitini bugün yapsa alınan bu ücret de açlık sınırının altında kalacaktır. İlimizde 1. derece görev alan memur ya da bürokrat olacaksınız ve emekli olunca açlık sınırının altında maaş alacaksınız. Buna göre bu ülkede yolsuzluk bitmez. Emekli, ailesini geçindirmek için ya yeniden iş bulup çalışacak ya da önceden biriktirdiği paralarla, yatırımlarından gelen gelirlerle geçinmeye çalışacak.

30 yıl önce bir orta direk kavramı vardı, bu orta direk geliri ile küçük esnafın yaşam kaynağıydı. Yıl 2022 orta direk yok, bu sebepten küçük esnafın da bir kısmı yok oldu, ayakta kalmaya çalışanlarda son atışlarını yapıyorlar.

Orta direk yok, alt gelir gurubu kendine yetemiyor ve siz insanları tüketim toplumu haline getirdiniz. Şimdi gıda ve ihracat yapanlar hariç tüm sektörler zor durumda. Bunun sonucu işsizlik olarak önümüze çıkacak.

İşsizlik devlete maddi olarak daha fazla yük getirecektir. Ayrıca toplumda huzursuzlukların ortaya çıkmasına da sebep olacaktır. Emeklilerin maddi sıkıntılardan dolayı çalışması da genç işsizliğin artmasına neden olmaktadır.

Devletin burada yapması gereken, ekonomideki döngüyü sağlamanın önünü açmaktır. Yapılması gereken, alt gelir guruplarının alım gücünü artırmak ve böylece ticaretin gelişmesini sağlamaktır. Ticaretin gelişmesi işsizliğin azalması ve verginin artmasıdır. Vergi gelirinin artması devlet yatırımlarının yapılması demektir. Devlet yatırımları arttıkça, özel sektörün yatırım ve üretim artışı gerçekleşecektir. Üretim artışı ihtiyaçların karşılanması ve ihracat demektir. Üretim artışı ve ihracatın artması, ülkeye döviz girdisinin artması neden olacaktır. Üretim artışı ve döviz girdisinin artması toplumsal refahı getirecektir. Ekonomi düzelince olumsuz sosyal olayların olmasını da engeller. Ekonomik olarak kalkınmış ülkelerde vatandaş bölücü illegal örgütlere destek vermez. Sadece maceracı anarşist örgütler görülebilir. Toplumsal refah düzeyinin yükselmesi toplumda huzuru getirir, yolsuzluğun olmasını da engeller. Toplumsal refahın artmasıyla yolsuzluk, vergi kaçırma gibi ekonomik suçlar ile eğitimin gelişmesiyle adli suçlarda da düşüş görülür.

Asgari ücretli ile emekli, geliri ile kirasını ödüyor, çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayabiliyor, ve sosyal yaşantısını sürdürebiliyorsa mutlu olacaktır. Geliri iyi hale gelen asgari ücretli ve emekli ticari gelişmeye katkı sağladığı için sermayede gelirini artıracak ve vergi verecektir. Vergi geliri artan merkezi yönetim ve yerel yönetim, halka daha iyi hizmet edecek ve yatırımlar yapacaktır.

Sonuç olarak mutlu bir toplumun oluşması ekonomik gelişmeyle doğru orantılıdır. Mutlu toplum ve kalkınmış devlet, Türk topluluklarına ve İslam ülkelerine örnek teşkil ederek kalkınmalarına sebep olacaktır. Kalkınmış devlet ve mutlu toplum olma dileğiyle.

Sağlıklı ve Mutlu Kalın.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER